DOLAR
20,0806
EURO
21,5966
ALTIN
1.256,63
BIST
4.750,17
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
23°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
24°C
Perşembe Az Bulutlu
24°C
Cuma Hafif Yağmurlu
22°C

‘Türkiye, 2030’Da Su Fakiri Ülkeler Kategorisine Geçebilir’

Kenan YEŞİL/İZMİR, (DHA)- İZMİR’deki Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azize Ayol, “Türkiye nüfusunun hızlı artışı ve endüstriyel faaliyetler dikkate …

‘Türkiye, 2030’Da Su Fakiri Ülkeler Kategorisine Geçebilir’
22.03.2023 11:21
A+
A-

Kenan YEŞİL/İZMİR, (DHA)- İZMİR’deki Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azize Ayol, “Türkiye nüfusunun hızlı artışı ve endüstriyel faaliyetler dikkate alındığında; 2030 yılı için su baskısı yaşayan ülkelerden, su fakiri ülkeler kategorisine göre bir geçiş olacağı tahmin edilmektedir” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nca 1993’te ilan edilen ve her yıl 22 Mart’ta kutlanan Dünya Su Günü, temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılmasına yönelik somut adımların atılması için oluşturuldu. 22 Mart Dünya Su Günü’ne vurgu yapıp, su kaynaklarının korunmasına ilişkin konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azize Ayol, iklim değişikliği, nüfus artışı, tarımsal ve endüstriyel faaliyetler nedeniyle oluşan baskılar sonucu su kaynaklarının korunmasının ve etkin kullanımının elzem olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ayol, “BM’nin düzenli olarak yayımladığı dünya su raporlarına göre; şu an dünya nüfusunun 4’te 1’lik kısmı sağlıklı suya erişim sorunu yaşamaktadır. Dünya kaynaklarını bütüncül yaklaşım ile ele almak gerekir. Su, hava, toprak ekosistemin tüm bileşenleri üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilecek tüm aktivitelerde sürdürülebilir yaklaşımların ortaya konması gereklidir” dedi.

‘İZMİR’İN ÖNEMLİ BİR KESİMİNDE ŞİDDETLİ KURAKLI GÖZLEMLENMEKTEDİR’

Türkiye Kuraklık Haritası verilerini de değerlendiren Prof. Dr. Ayol, İç Anadolu, Marmara, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz ve Ege bölgelerinin önemli kesimlerinde ‘çok şiddetli’, ‘şiddetli’ veya ‘orta şiddetli’ kuraklıklar görüldüğünü dile getirerek, “Türkiye nüfusunun hızlı artışı ve endüstriyel faaliyetler dikkate alındığında; 2030 yılı için su baskısı yaşayan ülkelerden, su fakiri ülkeler kategorisine göre bir geçiş olacağı tahmin edilmektedir. İzmir’in önemli bir kesiminde şiddetli kuraklık gözlemlenmektedir. Diğer birçok ilimizde de olduğu gibi iklim değişikliği etkilerinin yoğun yaşandığı kentte, geçen yıllara göre aylık sıcaklıklarda birkaç derecelik artışlar olduğu bilinmektedir. Ülkemiz genelinde yağışların düzenli seyretmemesi, yıllık yağış miktarlarının önemli derece düşmesi, içme suyu temin eden barajlardaki su miktarlarındaki düşüşler, su kaynaklarının verimli kullanılması konusunda alarm veren durumlardır” diye konuştu.

‘HAVZA BAZINDA DOĞRU SU YÖNETİMİ POLİTİKALARI İZLENMELİ’

Su kaynaklarında sürdürülebilirliğin sağlanması için yapılması gerekenleri sıralayan Prof. Dr. Ayol, şöyle konuştu:

“Kentlerde su kaynaklarının verimli kullanılmasında öncelikle içme suyu şebekelerinde kayıp- kaçakların önlenmeli. Bilinçli tüketim uygulamalarının geliştirilmesi, sanayide özellikle suyu yoğun kullanan endüstrilerde temiz üretim uygulamaları ve en iyi üretim teknikleri ile su tüketiminin azaltılması gerekiyor. Oluşan atık suların iyi derecede arıtılarak endüstriyel proseslerde tekrar kullanımının sağlanması, tarımsal sulamada sulama yöntemlerinin değiştirilmesi, evsel nitelikli atık suların iyi kalitede arıtılarak belli tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi için tarımsal sulamada kullanımına yönelik ileri arıtma uygulamalarının yaygınlaştırılmalı. Bilinçli sulama uygulamaları, su kaynaklarımızı korumak için havza bazında doğru su yönetim politikalarının izlenmeli. Özellikle oluşan atık suların iyi kalitede arıtılarak yararlı kullanım amaçlarına yönelik olarak tekrar değerlendirilmesi amacıyla teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması önem taşımaktadır. Ülke genelinde sadece su ve su kaynakları bazında bilimsel ve uygulanabilir teknolojilere yönelik politika ve eylem planlarına öncelik verilmelidir.”

SULU TARIMDAN KURU TARIM UYGULAMALARINA GEÇİŞ

Türkiye’de su kaynakları bakımından en tehlikeli bölgelere ilişkin de konuşan Prof. Dr. Ayol, “Göller Yöresi, Konya Ovası, Gölmarmara gibi çarpıcı kuraklık etkilerinin yaşandığı örneklerin dışında hemen hemen tüm tarım havzalarında yeterli sulama suyunun da olmaması nedeniyle bazı yerlerde çiftçilerimiz ürün desenlerini değiştirmeye ve sulu tarım uygulamalarından kuru tarım uygulamalarına geçmektedir. İç Anadolu, Marmara, Ege Bölgesi, Güneydoğu ve Karadeniz bölgelerimizin önemli kısımlarında su kaynakları üzerinde baskı söz konusudur” dedi. (DHA)

'Türkiye, 2030'Da Su Fakiri Ülkeler Kategorisine Geçebilir'

'Türkiye, 2030'Da Su Fakiri Ülkeler Kategorisine Geçebilir'

'Türkiye, 2030'Da Su Fakiri Ülkeler Kategorisine Geçebilir'

'Türkiye, 2030'Da Su Fakiri Ülkeler Kategorisine Geçebilir'

'Türkiye, 2030'Da Su Fakiri Ülkeler Kategorisine Geçebilir'

'Türkiye, 2030'Da Su Fakiri Ülkeler Kategorisine Geçebilir'

'Türkiye, 2030'Da Su Fakiri Ülkeler Kategorisine Geçebilir'

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.