Türkiye savunma sanayisinin üretim gücü 5 milyar doların, ihracat kapasitesi ise 1.7 milyar doların üzerine çıktı. Savunma sanayisinin öncüleri Aselsan, Tusaş, Havelsan ve Meteksan Savunma, 2016 hedeflerini ve özgün projelerini Para Dergisine anlattı…
Türk savunma sanayine yönelik politikalar yeniden kurgulanıyor. Kritik teknolojiye sahip savunma sistemlerinin, yerli sanayi tarafından tasarlanması ve üretilmesi ön plana çıkıyor. Daha önce ortak üretim ve lisans altında üretimle karşılanan savunma ihtiyaçları, bugün ekonomik değer yaratacak kritik ürünlerin özgün tasarımı ve geliştirilmesine yönelik kurgulanıyor. Son yapılan Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında alınan kararlar da Türk savunma sanayinde yeni dönemin sinyallerini veriyor.
YERLİ ÜRETİME AĞIRLIK VERİLECEK
Savunma Sanayi icra Komitesi toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, savunma sanayinde yeni dönemi “acil ihtiyaçlar karşılanırken, orta ve uzun vadede yerli ve milli savunma sanayinin gelişmesi göz önünde bulundurulacak” şeklinde özetlemişti. Savunma sanayisinde yerli üretime ağırlık vereceklerini söyleyen Davutoğlu, toplantıda ele alınan projeler bağlamında toplamda 5.9 milyar dolarlık yeni projelere onay verdiklerini, bunun 4.5 milyar dolarının, yerli ekonominin üretimi şeklinde gerçekleşeceğini vurgulamıştı. Toplantıda ayrıca 12 milyar dolarlık sözleşmesi tamamlanan ya da planlanan projeyi de devreye soktuklarının altını çizen Davutoğlu, savunma sanayinde önümüzdeki günlerde “çift kanatlı” bir yolun takip edileceğinin altını çizmişti. Davutoğlu’nun açıklamalarına göre savunma sanayinde bir taraftan acil ihtiyaçlar göz önüne alınarak, tedarik imkanları çerçevesinde alımlar sürdürülecek, diğer taraftan da orta ve uzun vadede savunma sanayinde millileşme oranı artırılacak. Yerli üretime ağırlık verilecek. Değişen güvenlik riskleri ve tehdit tanımlamaları çerçevesinde savunma sanayi yapılanması, yeni bir stratejik zeminde ele alınacak.
4 BÜYÜK OYUNCU
Türk savunma sanayine ilişkin politikaların yeniden kurgulandığı böyle bir dönemde savunma sanayinin öncü şirketlerine teybimizi uzattık. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı bağlı ortaklıklarından Aselsan, Tusaş ve Havelsan ile Bilkent Holding’in 2006 yılında kurduğu Meteksan Savunma’nın 2016 yılı hedeflerini ve özgün projelerini konuştuk… Aselsan, 40 yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘Teknoloji Evi’ olarak görev yapıyor. Aselsan Genel Müdürü Dr. Faik Eken, şirketin sözleşmeli projeler kapsamında yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinin yanı sıra, her yıl cirosunun yüzde 6’lık kısmını öz kaynaklı Ar-Ge çalışmalarına ayırdığına dikkat çekiyor. Eken, bu yıl üzerinde çalışacakları öncelikli alanları askeri ve profesyonel haberleşme, uydu sistemleri, bilgi güvenliği, hava ve füze savunma sistemleri, gelişmiş silah sistemleri, radar, elektronik harp, aviyonik, güvenlik, ulaşım, sağlık ve enerji olarak sıralıyor. Tusaş Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, Atak, Hürkuş, Anka gibi misyon projelerinde önemli aşamalar kaydettiklerini açıklıyor. Göktürk-1’in uzaya gönderilmesi için devam eden test çalışmalarının yanı sıra tamamen Türkiye’de geliştirilecek ve ilk haberleşme uydusu olacak Turksat-6A ile ilgili çalışmalara yoğunlaştıklarını ifade eden Dörtkaşlı, 2023 vizyonunda yer alan ilk milli muharip savaş uçağı ve özgün genel maksat helikopterinin çalışmalarını sürdürdüklerini vurguluyor. Havelsan Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, eğitim ve simülatör teknolojileri alanında dünyadaki ilk birkaç firma arasında yer aldıklarını söylüyor. Sivil simülatör geliştirilmesi ve THY başta olmak üzere sivil havacılık alanında hizmet verebilmek için çalışmalara devam ettiklerini belirten Atalay, “2016’da ilk kez bir sivil uçak için gerekli tüm sertifikalara sahip bir simülatörü tamamlayıp THY kullanımına sunmuş olacağız” diyor. Siber güvenliğin en yeni ve en hızlı büyüyen alanları olacağı iddiasında bulunan Atalay, Türkiye’nin siber mükemmeliyet merkezi olmayı hedeflediklerini açıklıyor. Meteksan Savunma Genel Müdürü Tunç Batum ise, hava, deniz, kara platformları ile silah sistemlerine elektronik alt sistemler geliştirdiklerini belirterek, bugün pek çok milli platformda yer aldıklarım söylüyor. Bu ürünler arasında Umtas ve Omtas tanksavar füzelerinin veri bağları, Hisar Hava Savunma Füze Sistemi’nin veri bağı, Atak helikopterinin atış kontrol radarı, Anka İnsansız Hava Aracının otomatik iniş kalkış sistemi, Milgem milli gemisinin sonar sisteminin yer aldığını belirtiyor. Batum, firmanın 2011’den bu yana olağanüstü bir büyüme gösterdiğini ifade ederek yıllık 100 milyon TL cirosu, 500 milyon TL’nin üzerinde siparişi olduğunu belirtiyor.
SAVUNMA SANAYİNDE ÖNE ÇIKAN PROJELER
Türkiye’nin alçak ve orta irtifa hava savunma sistemi projelerini kendi imkanlarıyla yürüttüğü bir dönemde, yüksek irtifa ve uzun menzilli hava ve füze savunma sistemlerinin de milli iradeyle yapılmasına yönelik çalışmalar sürüyor. Türkiye’nin, savunma sanayinde yerli ve milli üretime doğru çıktığı bu yolculukta öne çıkan bazı projeler şöyle: *Yerli “Bölgesel Yolcu Uçağı Projesi” Belli menzillerde sivil uçuşları kolaylaştıracak, aynı şekilde askeri amaçla da kullanılabilecek. Savunma Sanayi Müsteşarlığı ilgili şirketlerle görüşmeleri sürdürüyor. En uygun yöntemle bu projenin devamı için gerekli tedbirler alınıyor. *Hava savunma sistemi milli proje olarak geliştirilecek. *Milli savaş uçağının ilk kavramsal tasarımları tamamlandı. *Mode Piyade Tüfeği Projesi’nde seri üretim dönemine geçildi. *Altay Ana Muharebe Tankı Projesi’nde yakında seri üretime geçilecek. *Atak Taarruz Helikopterinin üretimleri tamamlandı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildi. *İnsansız Hava Araçları alanında, Anka Projesi’nin seri üretim çalışmalarına devam ediliyor. Anka-S Projesi’nde sistem gereksinimleri çalışmaları sürdürülüyor. *Taktik İnsansız Hava Araçları şu anda operasyonel hizmet yapıyor. *Milgem savaş gemileri TCG Heybeliada ve TCG Büyükada donanmanın envanterine girdi. Üçüncü gemi Burgazada’nın ise inşası devam ediyor. *Milli tasarımlı eğitim uçağı Hürkuş Projesi’nde, test uçuşları tamamlandı ve seri üretim için imzalar atıldı. *Askeri ve sivil ihtiyaçlara cevap verecek özgün helikopter geliştirme projesi başladı. *Barış Kartalı uçaklarının tamamı envantere alındı
TSK’NIN ‘TEKNOLOJİ EVİ’
Askeri elektronik teknolojileri geliştiren Aselsan her yıl cirosunun yüzde 6’sını öz kaynaklı Ar-Ge’ye ayırıyor. Bünyesindeki beş ayrı Ar-Ge merkezinde 2 bin 500’ün üzerinde mühendis çalışıyor… Aselsan Genel Müdürü Dr. Faik Eken, Aselsan’ın 40 yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘Teknoloji Evi’ olarak görev yaptığını vurgulayarak, hedeflerinin ordu başta olmak üzere Türkiye’nin ihtiyaç duyan tüm kurum ve kuruluşlarının kritik elektronik cihaz ve sistem ihtiyaçlarına cevap vermek olduğunu belirtiyor. Eken, bu yıl üzerinde çalışacakları öncelikli alanların askeri ve profesyonel haberleşme, uydu sistemleri, bilgi güvenliği, hava ve füze savunma sistemleri, gelişmiş silah sistemleri, radar, elektronik harp, aviyonik, güvenlik, ulaşım, sağlık ve enerji olacağını vurguluyor. Eken, gündemlerinde öne çıkan projeleri şöyle sıralıyor: “Taktik Saha Muhabere Sistemi, 4,5G GSM Baz İstasyonu Geliştirme Projesi, Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz Projesi, Uydu Haberleşme Sistemleri, Altay Tankı Atış Kontrol Sistemi, Korkut 35 mm Hava Savunma Top Sistemi ve Parçacıklı Mühimmat Geliştirilmesi, Hisar-A ve Hisar-O Alçak/Orta İrtifa Hava Savunma Sistemleri, Koral Kara Konuşlu Elektronik Destek ve Taarruz Sistemi, Çafrad Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar, Milli Muharip Uçak Aviyonik Sistemleri, Genel Maksat Helikopteri Aviyonik Sistemleri, Torpidoya Karşı Savunma Torpidosu, Yüksek Performanslı Bilgisayar Sistemler, Modüler Geçici Üs Bölgesi Projesi, Kent Güvenliği Yönetim Sistemleri, Petrol Boru Hatlarının Güvenliği, Milli Akıllı Şe beke Yönetim Sistemi, Ray lı Araç Sistemleri.”
YÜZDE 6 CİRO AR-GE’YE
Aselsan’ın Ar-Ge Merkezleri hakkında bilgi veren Eken, şirket bünyesinde beş ayrı Ar-Ge merkezi bulunduğu nu ve bu merkezlerde toplam 2 bin 500’ün üzerinde Ar-Ge mühendisinin görev yaptığını belirtiyor. Aselsan Araştırma Merkezi’nde sektör başkanlıklarının orta ve uzun vadede ihtiyaç duyacağı konular üzerinde ileri araştırmalar yürütüldüğünü söyleyen Eken şunları kaydediyor: “Sözleşmeli projeler kapsamında yürüttüğümüz Ar-Ge faaliyetlerinin yanı sıra, her yıl ciromuzun yüzde 6’lık kısmım da öz kaynaklı Ar-Ge çalışmalarına ayırıyoruz. Ar-Ge’ye ayırdığı bu oranla Aselsan, Türkiye’nin şirketleri arasında Ar-Ge’ye en fazla kaynak ayıran firma olarak yıllardır öne çıkıyor. Bilimsel ve teknolojik araştırmalara yönelik Ar-Ge çalışmalarını da üniversitelerle işbirliği içerisinde yürütüyoruz. Bugüne kadar toplam 36 üniversite ile 300’e yakın proje için anlaşma imzaladık.”
EN BÜYÜK DEĞERİ ÇALIŞANLARI
Dünyanın ilk 100 savunma sanayi şirketleri arasında yer alan Aselsan’ın en büyük değerinin çalışanları olduğunu söyleyen Eken, “Bilimsel tabanlı yöntemler ve yenilikçi teknolojiler kullanarak, güvenilir ürünleri rekabetçi fiyatlarla özgün ve milli çözümler olarak ortaya koymamız ve tüm bunları yaparken etik değerlere olan bağlılığımız bizi ileriye taşıyor” diyor. Eken, temel stratejilerini ise mevcut ürünlerin ihtiyaçlara uygun şekilde yeni teknolojiler ile geliştirilmesi, yeni doğan ihtiyaçları önceden görerek yenilikçi ürünler sunulması olarak ifade ediyor.
2015’TE BORSANIN EN ÇOK KAZANDIRANLARINDAN
Aselsan Genel Müdürü Dr. Faik Eken, geçen yıl Aselsan’ın 40. yılını kutladıklarını belirterek, “Yaşadığımız bu güzel ve gururlu yıldönümünün yanı sıra 2015 yılı, tüm şirketler gibi, yaşanan küresel çalkantı ve belirsizliklerin ve döviz kurundaki dalgalanmaların yakından takip edildiği, risklerin yönetilmeye çalışıldığı bir yıl oldu. Bu perspektifte faaliyetlerimizi yürütmeye ve stratejik hedeflerimize ulaşmaya çalıştık. Aselsan, 2015’te, içinde yer aldığı borsa endekslerinde izlediğimiz yüzde 15’ler seviyesine yaklaşan düşüşe rağmen, yatırımcılarına yüzde 40’ın üzerinde getiri sağlayarak borsanın en çok kazandıran hisselerinden biri oldu” diyor.
HEDEFİ DÜNYA MARKASI OLMAK
Atak, Hürkuş, Anka gibi misyon projelerinde önemli aşamalar kaydeden Tusaş, 2023 vizyonunda yer alan ilk milli muharip savaş uçağı ve özgün genel maksat helikopterinin çalışmalarını sürdürüyor… Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (Tusaş), havacılık ve uzay alanında dünya markası bir şirket olma hedefine kilitlenmiş bulunuyor. Göktürk-2 ile dünyada uydu tasarlayan ve üreten ülkelerden biri olmayı başardıklarını vurgulayan Tusaş Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, Göktürk-1 keşif gözlem uydusunun test faaliyetlerinin devam ettiğini belirtiyor. “Özgün ürünlerimiz olan Anka insansız Hava Aracı, Hürkuş Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı, T129 Atak Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri ve uydu alanındaki faaliyetlerimiz ile ulusal ve uluslararası arenada büyük ilgi görüyoruz” diyen Dörtkaşlı, projelerden edindikleri hedefle 2023 vizyonunda yer alan ilk milli muharip savaş uçağı ve özgün genel maksat helikopterinin çalışmalarını azim ve heyecanla sürdürdüklerini vurguluyor. Dörtkaşlı öncelikli projeleri hakkında şu bilgileri veriyor: “Teslimatları süren T129 Atak Taaruz ve Taktik Keşif Helikopteri’nin üretim çalışmaları Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçları çerçevesinde hız kazandı. Bununla beraber, ilk yurtdışı satışımızı gerçekleştirmek üzere T129 Atak Helikopteri’nin uluslararası pazarlama faaliyetlerine de artan bir ivme ile devam ediyoruz. İnsansız Hava Aracı (İHA) konusunda, özel yüksek teknoloji ve isterlerin bulunduğu sınıfta yer alan Anka sistemimiz üzerine çalışıyoruz. Yeni bir özelliğe sahip olacak şekilde, uydudan kontrol edilecek Anka-S projesinde aerodinamik yapıyı simüle eden uçakla uçuşlarımızı başlattık. Anka-B sistemimizi bu yılın ilk yarısında teslime hazır hale getirmeyi hedefliyoruz. Anka ve diğer İHA’lar konusunda farklı görev ve kabiliyetlere yönelik çalışmalarımız devam edecek.”
HÜRKUŞ’LA ‘UÇUŞA’ DEVAM
Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı Hürkuş Projesi’nde iki prototip ile uçuşlara devam edildiğini vurgulayan Dörtkaşlı, bu yıl sivil sertifikasyonla ilgili çalışmaları tamamlayarak tip sertifikasını almayı hedeflediklerini belirtiyor. Hava Kuvvetleri’nin ihtiyacına yönelik Hürkuş-B’nin seri üretimi çalışmalarının sürdüğünü söyleyen Dörtkaşlı, 2012’de uzaya gönderilen Göktürk-2 ile dünyada uydu tasarlayan ve üreten ülkelerden biri olmayı başardıklarının altını çiziyor. Göktürk-1 keşif gözlem uydusunun 2015’te açılışı yapılan Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi’nde test faaliyetlerinin devam ettiğini belirten Dörtkaşlı, “2016 yılı, Göktürk-1’in uzaya gönderilmesi için devam eden test çalışmalarının yanı sıra ilk defa tamamen ülkemizde geliştirilecek ve ilk haberleşme uydusu olacak Turksat-6A ile ilgili çalışmalar nedeniyle yoğun geçecek” diyor.
MİLLİ MUHARİP UÇAK
Muharrem Dörtkaşlı, milli muharip uçak konusundaki çalışmaların sadece 2016’nın değil, önümüzdeki yılların da en önemli konularından biri olduğunu söylüyor. Dörtkaşlı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile koordineli olarak yapılan çalışmalarda Savunma Sanayii icra Komitesi kararına istinaden milli muharip uçak geliştirme programında adım adım ilerleneceğini kaydediyor.
SATIŞ HEDEFİ: YÜZDE 30 ARTIŞ
Türk savunma ve havacılık sanayinin son yıllarda milli politika ve uygulamaların desteği ile hızlı bir gelişim göstererek 2015’te bir önceki yıla göre yüzde 0.5 büyüme ile yaklaşık 1 milyar 656 milyon dolar ihracat rakamına ulaştığını söyleyen Dörtkaşlı, bu rakamın önemli bir kısmının Tusaş’a ait olduğunu ifade ediyor. Tusaş’ın gerçekleştirdiği ihracat rakamları ile Türkiye’nin ‘Vizyon 2023’ hedeflerine ulaşılmasında sektör liderliğini bu yıl da sürdüreceği iddiasında bulunan Dörtkaşlı, “2016’da devam edecek teslimatlar sayesinde, yılsonu satışlarımızda 1 milyar doların üzerinde satış gerçekleştirdiğimiz 2015’e göre yaklaşık yüzde 30 civarında büyüme hedefliyoruz” diyor. 2016’da 125 milyon dolar yatırım harcaması planlandığını açıklayan Dörtkaşlı, bunun içerisine bu yıl sözleşmesini imzalamayı hedefledikleri Milli Muharip Uçak Programı’nın yerleşkesinin de dahil edildiğini aktarıyor.
ÖZGÜN ÜRÜN TESLİMATI SÜRECEK
Üzerinde hassasiyetle çalıştıkları, yılardır emek harcadıkları özgün ürünlerin teslimatlarının bu yıl içerisinde de devam edeceğini belirten Dörtkaşlı, şunları söylüyor: “Milli muharip uçak, özgün helikopter, keşif-gözetleme ve haberleşme uyduları gibi yeni projelerde önemli görevler 2016’da bizleri bekliyor. Yerli katkı oranımızın teknolojik ağırlığının artırılması öncelikli alanlarımızın başında geliyor. Bu amaçla Akıncı Ovası’ndaki tesislerimizin hemen yanında Savunma Sanayii Müsteşarlığı liderliğinde, Ankara Havacılık ve Uzay İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kuruluyor. Bu ekosistem hayata geçirildiği ve aktif olarak hizmet vermeye başladığı zaman KOBİ’lerimizin uluslararası alanda rekabetçiliğinin artacağı düşüncesindeyiz.”
50’DEN FAZLA PROJE YÜRÜTÜLÜYOR
Muharrem Dörtkaşlı, beş ana işkolunda faaliyet gösteren ve lojistik gibi yeni bir alanı açan Tusaş’ın 2016 yılında sözleşmeli olan ve olmayan programlar için 350 milyon TL’nin üzerinde Ar-Ge harcaması yapılmasını planladığını söylüyor, Dörtkaşlı, firmanın Ar-Ge merkezinde binden fazla Ar-Ge ve destek personelinin çalıştığım belirterek şu açıklamalarda bulunuyor: “ODTÜ Teknokent tesislerimizde 220’den fazla Ar-Ge personeli projelerimizde görev alıyor. Sözleşmeli projelerimiz kapsamında geliştirmekte olduğumuz özgün ürünlerimizin ve yürütmekte olduğumuz mode izasyon projelerimizin yanı sıra, şirketimiz Ar-Ge Merkezi bünyesinde hali hazırda, ürün geliştirme, araştırma ve teknoloji geliştirme, süreç yeniliği, organizasyonel yenilik ve kavram çalışmaları olmak üzere geniş bir çeşitlilikte 50’nin üzerinde proje yürütülüyor.”
“BAŞARILI BİR YIL GEÇİRDİK“
Tusaş Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, Tusaş’ın son 10 yılda çok büyük adımlar attığını belirterek, Defense News Top 100 [2014] listesine göre dünya savunma ve havacılık sektöründe ilk 100 firma arasında 78’inci sırada olduklarını belirtiyor. Dörtkaşlı, listede daha da yükseklere çıkmayı hedeflediklerini ifade ediyor. Geçen yıla ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dörtkaşlı, gerek artan ciro rakamları, gerekse büyüme hedeflerine yönelik çalışmalarla Tusaş’ın 2015’i oldukça olumlu geçirdiğini söylüyor. Atak, Hürkuş, Anka gibi misyon projelerinde önemli aşamalar kaydettiklerini dile getiren Dörtkaşlı şunları kaydediyor: “Dost bir ülke için şirketimiz açısından önem arz eden mode izasyon projesi imzaladık. Satışlarımız ise bir önceki yıla göre artarak, 1 milyar doların [konsolide] üzerinde gerçekleşti. Dünya genelinde durağan bir yıl geçiren sektör karşısında Tusaş, gerek projelerde olsun gerekse de sene başında koyduğu ciro, kar ve yeni sözleşmeler açısından hedeflerine ulaştı.”
F-16, TUSAŞ’IN CANSUYU OLDU
Muharem Dörtkaşlı, Tusaş’ın savunma sanayinde bugünlere gelinmesini iki döneme ayırıyor. “Birinci dönem yabancı ortaklarımız ile 20 yılı aşkın birlikteliğimiz, ikincisi ise 2005 sonrası milli bir şirket olarak faaliyet gösterilen yıllarda özgün ürünler ve teknoloji kazanımına yoğunlaştığımız yıllar” diyen Dörtkaşlı, birinci dönemde; uzun yıllar uykuda kalmış endüstrinin yeniden ayağa kaldırılması çabalarının görüleceğini vurguluyor. F-16 üretimi ile Tusaş’ın can suyunun verildiğini ifade eden Dörtkaşlı, havacılık sanayiinde üretim yapabilecek bir kabiliyetin Türkiye’ye kazandırıldığının altını çiziyor. Havacılıkta egemen çözümler üretebilmek amacıyla, 2005’te yabancı hisseler alınarak Tusaş’ın millileştirildiğini söyleyen Dörtkaşlı, yeniden yapılanma çerçevesinde önemli projelerin sorumluluklarını üstlendiklerini vurguluyor, ikinci dönem incelendiğinde dikkat çeken iki önemli etmen olduğunu ifade eden Dörtkaşlı bunları şöyle sıralıyor: “0 güne kadar hayal edilen sistemlerin geliştirilmesi ile bunun daha önceki havacılık girişimleri gibi ticari açıdan zayıf kalmaması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması.”
TÜRKİYE’NİN SİBER MÜKEMMELLİYET MERKEZİ OLACAK Eğitim ve simülatör teknolojileri alanında dünyadaki ilk birkaç firma arasında yer alıyor. Komuta kontrol alanında önemli projelere imza atan Havelsan, hızla büyüyen siber güvenlik teknolojileri alanında da çok iddialı… Havelsan Genel Müdürü&CEO Ahmet Hamdi Atalay, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, devlete, ihtiyaç duyan kurum ve kuruluşlar ile dost ve müttefik ülkelere, yazılım yoğun teknolojik çözümler sunma hedefi doğrultusunda önemli adımlarla ilerlediklerini söylüyor. 2016’da süregelen projeleri en l§ güvenli ve güvenilir şekilde tamamlamayı hedeflediklerini belirten Atalay, Havelsan’ın yeni alanlarında da iddiasını sürdüreceğinin altım çiziyor. Siber güvenlik konusunda büyük hedefleri olduğunu belirtiyor. Atalay, “Türkiye’nin Siber Mükemmeliyet Merkezi olma hedefimiz var” diyor.
SİMÜLATÖR TEKNOLOJİSİ GELİŞTİRİYOR
Havelsan’ın dört temel ilgi alanı olduğunu anlatan Atalay, bunlardan birinin ‘eğitim ve simülatör teknolojileri’ olduğunu söylüyor. Bu alanda, dünyadaki ilk birkaç firma arasında olduklarını belirten Atalay, tam görev simülatörlerinin, dünyadaki dev rakiplerinden hem teknoloji hem de maliyet ve servis kalitesi olarak pozitif şekilde ayrıştığını kaydediyor. Sadece simülatör ürünlerinin değil, bunun yanında kazandıkları eğitim teknolojileri yetkinliğini de daha geniş bir spektruma taşımak istediklerini ifade eden Atalay şunları söylüyor: “Çünkü simülatörler ve benzeri unsurların eğitim teknolojileri için bir araç haline geleceğini öngörüyoruz. Bu alanda geliştirdiğimiz teknolojileri ürün halinde müşterilerimize sunmanın yanında, eğitim ve test çözümlerimizi de ilgilenenlere ulaştırıyoruz.”
DAHA AKILLI SİSTEMLER GÜNDEMDE
Havelsan’ın ilgi duyduğu diğer bir alanın , ‘komuta kontrol’ olduğunu söyleyen Atalay, i bu alanda önemli projelere imza attıklarını i vurguluyor. Özellikle TSK’nın mode izasyonunu ve daha etkin olmasını sağlayacak, * mevcut ve gelecekte kullanacakları savunma sistemlerini daha akıllı hale getirecek çözümler geliştirdiklerini belirten Atalay şunları kaydediyor: “Üçüncü alanımız, ‘bilişim ve e-dönüşüm’. TSK ve kamunun büyük bilişim projelerinde; sayısal dönüşümü sağlayacak projelerde -UYAP, SEÇSIS, TAKBİS gibi- yer aldık. Bu alandaki çalışmalarımız gelişerek devam edecek.”
SİBER GÜVENLİĞE YATIRIM
Havelsan’ın büyük önem verdiği alanlardan dördüncüsü ise siber güvenlik. Gündemin en sıcak başlıklarından biri olan siber güvenlik konusunda Havelsan’ın büyük hedefleri olduğunu söyleyen Atalay şu açıklamalarda bulunuyor: “Bunlardan biri ve en kapsamlısı her fırsatta dile getirdiğimiz ‘Türkiye’nin Siber Mükemmeliyet Merkezi’ olma hedefimizdir. Havelsan bu alanda önemli yatırımlar yapıyor. Özel bir ekip kurduk. Siber Savunma Teknoloji Merkezi (SİSATEM) adını verdiğimiz, eğitim, test ve laboratuvar hizmetleri sağlayacak çok özel sistemleri ve personeli barındıran yapıyı hayata geçirdik. 2016 yılı ve önümüzdeki orta ve uzun vadede siber güvenlik, bizim en yeni ve en hızlı büyüyen alanımız olacak.”
YATIRIM BÜTÇESİ 60 MİLYON TL
Havelsan’ın 2016’da çalışma ortamının fiziksel iyileştirmesi kapsamında yeni bir bina yatırımını gündemlerinde olacağını söyleyen Atalay, “Bu yıl çalışmalarına başlayacağımız yeni binamızı, enerji verimliliği yüksek bir akıllı bina olarak tasarlıyoruz” diyor. 2015 ortasında Havelsan’ın bünyesine kattığı ve bir Türk savunma sanayii şirketi olarak ilke imza attığı Amerikalı Quantum 3D şirketi ile ilgili sorumluluklarının da 2016’da da devam edeceğini söyleyen Atalay, bu kapsamda Ar-Ge hariç yatırım rakamını 2016 için 60 milyon TL civarında öngördüklerini açıklıyor.
HEDEFİ, 1.5 MİLYAR DOLAR CİRO
Atalay, yatırım planlarının yanında, ciro ve büyüme hedeflerini savunma sanayii gibi uzun soluklu projelerin başrolde olduğu bir sektörü yıllık olarak öngörmek yerine, orta vadeli planlar dahilinde izlemenin daha doğru bir bakış açısı olacağı değerlendirmesinde bulunuyor. Bu kapsamda önlerinde 2023 hedefi bulunduğunu söyleyen Atalay, şunları aktarıyor: “Havelsan olarak mevcut ciromuz, 200 milyon dolar civarında. Bizim hedefimiz bu ciroyu, 2023’te 1.5 milyar dolara çıkarmak. Bu orta-uzun vadeli hedefe ulaşmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sadece Havelsan özelinde değil, sektör özelinde de bakarsak şirket büyümeleri yurtdışı pazar açılımları ile şekillenecek. Yani gerçek büyümenin tek yolu ihracat yapmak. Savunma ürünleri ihracatı ise hassas uluslararası dengeler ve bunların yansımaları üzerine kurulu. Ürünleriniz ne kadar iyi olursa olsun, ancak ve sadece ülke olarak iyi ilişkilerin olduğu ülkelere satış yapabilirsiniz. Dolayısı ile ihracatta sadece ürünlerinizin fiyat ve kalitesi değil, ülkeler arasındaki ilişkiler de büyük rol oynar.”
CİRO’NUN YÜZDE 5’İ AR-GE’YE
Atalay, Havelsan’ın yıllık gelirinin yaklaşık yüzde 5’ini Ar-Ge’ye ayırdığım belirterek, bunu daha da artırmayı hedeflediklerini söylüyor. Firmanın Ar-Ge ve inovasyonu bir şirket kültürü haline getirmeyi ve tüm çalışanlara yaymayı hedeflediğini belirten Atalay, “Alanımızdaki kendi konu başlıkları ve ilgi alanları dahilinde önemli yatırımlar yapma yaklaşımımız 2016 ve önümüzdeki yıllarda da devam edecek. 2016 ciromuzun yüzde 5’i kadar özkaynaklarımızla Ar-Ge yatırımı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. 2015’e baktığımızda özkaynaklarımızla gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge harcamalarında bu rakamı yakaladığımızı görüyoruz. 2023 hedefimize baktığımızda ise iç Ar-Ge harcamalarımızın ciromuza oranını yüzde 10 mertebesine çıkarmak var.”
İŞ HACMİ YÜZDE 10 BÜYÜDÜ
Atalay, 2015 hedeflerinin tutturulduğunu, hatta bazı noktalarda hedeflerin üzerine çıkıldığı bir yıl olduğunu söylüyor. Geçen yıla bakıldığında iş hacminin dolar bazında yüzde 10 civarında bir büyüme kaydettiğini belirten Atalay, yine geçtiğimiz yıl iş hacminde hedefin yüzde 6 üzerine çıkıldığını ifade ediyor. Atalay, 2014 yılına oranla cironun 2015’te yüzde 23 artış gösterdiğine dikkat çekiyor.
THY’YE SİMÜLATÖR
Havelsan Genel Müdürü&CEO Ahmet Hamdi Atalay, simülatör geliştirilmesinin yanında eğitim ve test saha kabiliyetlerini artırmaya ve bunların yurtdışı pazarlara satışına odaklandıklarını söylüyor. 2015’te bunun ilk ö eğini hayata geçirdiklerini vurgulayan Atalay, Suudi Arabistan pilotlarının Havelsan’ın simülatörlerinde eğitim gördüğünü aktarıyor. Sivil simülatör geliştirilmesi ve THY başta olmak üzere sivil havacılık alanında hizmet verebilmek için çalışmaların devam ettiğini dile getiren Atalay, “2016’da ilk kez bir sivil uçak için gerekli tüm sertifikalara sahip bir simülatörü tamamlayıp THY’nin kullanımına sunmuş olacağız” ifadelerini kullanıyor.
ZOR İŞLERİ BAŞARAN ŞİRKET
Hava, deniz, kara platformları ile silah sistemlerine elektronik alt sistemler geliştiren Meteksan Savunma, pek çok milli platformda yer alıyor. Yeni teknoloji ve ürün geliştirmeye yönelik projeler üstlenen Meteksan, dünya çapında çözümler geliştiriyor…Meteksan Savunma, savunma sanayii sektörünün elektronik alt sektöründe yer alıyor. Hava, deniz, kara platformları ile silah sistemlerine elektronik alt sistemler geliştirdiklerini söyleyen Meteksan Savunma Genel Müdürü Tunç Batum, bugün pek çok milli platformda Meteksan’ın geliştirdiği ürünlerin yer aldığım vurguluyor. Batum, “Bu ürünler arasında Umtas ve Omtas tanksavar füzelerinin veri bağları, Hisar Hava Savunma Füze Sistemi’nin veri bağı, Kement Projesi olarak bilinen Som ve Atmaca füzelerinin veri bağı, Atak helikopterinin atış kontrol radarı, Anka İnsansız Hava Aracı’nın otomatik iniş kalkış sistemi, Milgem milli geminin sonar sistemi, Karayel insansız Hava Aracı’nın uçuş kontrol birimlerini sayılabilir. Meteksan, ayrıca gizli olarak ‘gizlilik dereceli’ başka projeleri de yürütüyor” diyor.
BAĞIMSIZLIK ÇOK ÖNEMLİ
Batum, Türkiye’nin politikalarını serbestçe uygulayabilmesini sağlayan unsurların başında askeri kabiliyetlerinin geldiğini vurguluyor. Burada bağımsız olmanın önemine dikkat çeken Batum şu açıklamalarda bulunuyor: “Aksi taktirde hareket alanı hiç şüphesiz daralıyor. Türkiye bunu 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra çok ciddi şekilde yaşadı. Bugün Türkiye pek çok platformu milli olarak yapabilir hale geldi. Bunların içindeki elektronik sistemlerde de millilik vasfı, aynı şekilde değerlendirilmekte. Bu açıdan baktığımızda Meteksan Savunma’nın nefes aldıran projeleri arasında kesin millilik gerektiren füze veri bağları, haberleşme cihazları, sualtı akustik sensörler, sonar, atış kontrol radarı ve personel tespit radarı yer alıyor” diyor.
Meteksan’ın yatırımlarını tamamlamış bir şirket olduğunu, bu açıdan ülkeye yük getiren değil, yük alan bir konumda bulunduğunu vurgulayan Batum, bu yıl 10. kuruluş yıllarını kutlayacaklarını ve 10 yılda gelinen noktanın gurur verici olduğunu söylüyor.
500 MİLYON TL SİPARİŞİ VAR
Meteksan Savunma’nın 2011’den bu yana olağanüstü bir büyüme gösterdiğini ifade eden Batum , “Bugün yıllık 100 milyon TL cirosu, 500 milyon TL’nin üzerinde siparişi var. Ama asıl önemli olanı sürdürülebilirlik. Zira sektörün 2014-2015 sürecindeki daralmasından etkilenen pek çok kuruluş oldu. Meteksan Savunma, kendi odak alanlarında askeri platformlarımız için dünya çapında en ileri teknolojileri kullanan bir elektronik alt sistem geliştiricisi. Projelerimizin hemen tümü yeni teknoloji ve ürün geliştirmeye yönelik Ar-Ge kategorisindeki işler. Geliştirdiğimiz ürünlerin seri üretimini de yapıyoruz” diyor. Batum, şirket açısından 2015 yılının daha çok sözleşmeye bağlanmış projelerin yürütülmesi ile geçtiğini vurgulayarak, pek çok projede önemli aşamalar kaydettiklerini belirtiyor.
Hülya Genç Sertkaya/Para Dergisi