Gülşah ÖZGEN- Eser PAZARBAŞI/ADANA, (DHA)- ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, yoğunlukta olan influenza, adenovirus, RSV virüslerinin hem çocukları …
Gülşah ÖZGEN- Eser PAZARBAŞI/ADANA, (DHA)- ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, yoğunlukta olan influenza, adenovirus, RSV virüslerinin hem çocukları hem erişkinleri ardı sıra etkilediğini belirterek, “Domuz gribi, kuş gribi dönemlerinde çok gebe kayıplarımız olmuştu. O nedenle bu özellikli grubun aşılanması son derece önemlidir” dedi.
Covid-19 pandemisinin yaptığı pikin ardından düşüş ayağına geçtiğini belirten ÇÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, X hastalığının da Dünya Sağlık Örgütü’nü tarafından geleceğe yönelik olarak başka bir virüse hazırlıklı olmak adına ortaya attığı bir tanımlama olduğunu kaydetti. Ancak kış mevsiminde olunması nedeniyle influenza, adenovirus, RSV virüslerinin hem erişkinlerde hem çocuklarda ardı sıra görüldüğünü kaydeden Taşova, iki virüsün arka arkaya görülmesi durumunda risk gruplarında ağır tablolar oluşturabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
COVİD-19 DA BİR X HASTALIĞIYDI
Covid-19 ve X hastalığında son durumla ilgili bilgi aktaran Prof. Dr. Taşova, “Bir pandemi başladığında yükselir pik yapar ve sonra düşer. Covid-19 için de artık pandeminin düşen ayağı kısmındayız. Piki yaptık ve artık giderek düşüyor. Ama vakalar var. Özellikle bağışıklığı çeşitli hastalıklar nedeniyle baskılanan, risk grubu kişilerde virüs görülmeye devam edecek. O nedenle tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. X diye bir hastalık da yok. X, Dünya Sağlık Örgütü’nün bu zamana kadar yaşanan pandemiler sonrasında istikbale yönelik olarak başka bir virüse hazırlıklı olmak adına ortaya attığı bir tanımlamadır. Eğer bu tanım başta yapılsaydı baktığımızda Covid-19 da bir X hastalığıydı. X, tıpkı Covid-19 gibi bir üst solunum yolu enfeksiyonu olabilir ya da başka bulaş yollarıyla geçebilir. Örneğin tür değiştirir ve influenzanın büyük pandemilerini yaşayabiliriz. Ama şuan böyle bir hastalık yok, gelecekte olabilecek büyük bir pandemiye hazırlık için yaratılan bir şey bu” diye konuştu.
GRİP AŞISINDA TALEP İSTENİLEN SEVİYEDE DEĞİL
Bu mevsimde yoğunlukta olan influenza, adenovirus, RSV virüslerinin hem çocukları hem erişkinleri ardı sıra etkilediğine dikkat çeken Prof. Dr. Taşova, “Kış mevsimindeyiz ve bu tür virüsler ardı sıra geliyor. Biri başlayıp biri bitiyor. Bu nedenle uzun süre devam eden hastalıklar görülebiliyor. Bu virüsler risk grubunda ardı sıra iki virüs bir arada yaşandığında kişilerde büyük sıkıntılara yol açabilir. Grip aşısına taleplerde geçen yıla göre biraz daha artış oldu, diyebiliriz ama hala istediğimiz seviyede değil. Grip aşısını yapılmasını önerdiğimiz kişiler bağışıklığı baskılanmış kişiler, yaşlılar, KOAH, akciğer hastalığı, kalp hastalığı olan kişiler. Gribin önemli etki ettiği bir diğer grup ise gebeler. Domuz gribi, kuş gribi dönemlerinde çok gebe kayıplarımız olmuştu. O nedenle bu özellikli grubun aşılanması son derece önemlidir” dedi.
BASİT KURALLARA UYUM AZALDI
Hep bahsedilen maske, mesafe, hijyen gibi basit kurallara uyumun azaldığının kaydeden Prof. Dr. Taşova, şöyle konuştu:
“Birtakım korunma yollarını unuttuk ve bunlara uyum azaldı. El yıkama, bulunduğumuz ortamı havalandırma, hasta olan kişilerin hiç olmazsa maske ile topluma karışması, kalabalık yerlerde riskli grubun maske takması gibi birtakım basit önlemlerle bu virüsler önlenebilir. Ama baktığınızda bu kuralların artık işlemediğini görüyoruz. Yapılacak şey aslında hasta olmadan önce kurallara uymak. Özellikle riskli grupta grip aşısı olmak, hasta olmadan önce eksikse C vitamini, D vitamini almak, bol sebze ve meyve tüketmek. Ayrıca kalabalık ortamda riskli grubun ve özellikle hasta kişilerin maske takmasını öneriyoruz.” (DHA)