İkizköy ve Destinli köylüleri, zeytinliklerin madenciliğe açılmasını düzenleyen kanun teklifini protesto için Ankara’ya gelerek TBMM’nin Çankaya kapısında açıklama yaptılar. Mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyleyen bir İkizköy sakini, “Kömür için zeytinliklerimizi asla feda ettirmeyeceğiz. Bu sefer zeytinliğimizi de, toprağımızı da bu aç gözlü şirketlere vermeyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun ‘en önce beni çiğneyin, beni öldürün’ diyeceğim. Yeter artık!” dedi.
TBMM’de görüşülecek olan ve zeytinlik alanların madenlere açılması öngörülen ‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni protesto için Ankara’ya gitmek isteyen çevreciler, İkizköy ve Destinli köylülerinin Ankara’ya girişi engellendi. Köylüleri CHP’li vekiller özel araçlarıyla Meclis’e taşıdı.
“BİR AVUÇ KÖYLÜDEN KORKULARI NEDİR?”
Köylüler daha sonra TBMM’nin Çankaya kapısı önünde ‘Zeytin için adalet’ yazılı pankart açarak basın açıklaması yaptı.
Zeytinlikleri, şirketlere feda etmeyeceklerini söyleyen bir İkizköy sakini şöyle konuştu: “Her şeyimizi bırakıp buralara kadar koştuk. Fakat köylünün yine sesi kesilmeye çalışılıyor. Bir avuç köylüyüz burada. Zeytin için biz buraya savaşmaya gelmedik. Topumuz, tüfeğimiz barışın simgesi zeytin. Şifadır, ata mirasıdır, en büyük geçim kaynağımızdır dedik, niçin kömür uğruna feda edilmek isteniyor diye sormak için buradayız. Kömür için zeytinliklerimizi asla feda ettirmeyeceğiz. Vekillerimiz olmasa burada giremeyeceğiz. Bir avuç köylüden korkuları nedir? Bir buçuk yıldır Akbelen direnişi var. Akbelen direnişi sadece orman olarak değil, topraklarımız için, temiz havamız için, zeytinlerimiz için, insanca ve onurlu bir yaşam için bu mücadeleye çıktık.”
“YETER ARTIK!”
Ne pahasına olursa olsun zeytinlikleri koruyacaklarını söyleyen İkizköy sakini, “4 sene önce 20 binin üzerinde zeytin ağacımızı katletti Yeniköy-Kemerköy şirketi ve halen gözünü dikti, 35 bin-40 bin zeytin ağacımıza. Ama bu sefer ayaklandık. Bu sefer zeytinliğimizi de, toprağımızı da bu aç gözlü şirketlere vermeyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun ‘en önce beni çiğneyin, beni öldürün’ diyeceğim. Yeter artık! İki şirketin karnı doyacak diye, iki şirket cebini doyuracak diye biz köylüler yıllardır elektrik adı altında mağdur edildik. Elektrik istemiyoruz. Elektriği istemiyoruz. Elektriği üretecek bir sürü şeyimiz var. Yenilebilir enerji diyoruz ya. Niçin herkes kulağını, gözünü kapattı buna. Bir buçuk yıldır orada kara, yağmura rağmen nöbet devam ediyor. Niye? Hepimize temiz hava olsun diye. Muğla’nın her yerine göz dikildi, ama verecek miyiz? Hayır” dedi.,
Son dakika gelişmelerine anında ulaşmak için Twitter’da ve Telegram’da @akilligundem hesabını takip edebilirsiniz.
