Hazır giyim Türkiye’nin aspirinidir

Hazır giyimi sektörünü “Türkiye’nin aspirini’ olarak tanımlayan İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kaya, kapasitelerin hedeflere yetişemediğini aktardı.

Yılın ilk 9 ayında 7.5 milyar dolarlık ihracata imza atan ve yıl sonu için belirlediği 23 milyar dolarlık ihracat hedefi için başta Amerika olmak üzere farklı bölgelerde çalışmalarına hız veren hazır giyim sektöründe kapasiteler hedeflere yetmiyor.

FİNANSMAN SORUNU

Türkiye’nin döviz açığının olduğu bu dönemde sadece hazır giyim sektörünün 16 milyar dolarlık gelir getirdiğine dikkat çeken sektör temsilcileri, büyük moda gruplarının siparişlerinin Türkiye’ye kaydığını ve yüzde 20’lik bir kapasite artışının sektördeki satış problemini çözeceğine dikkat çekti.

Doğru bir planlama ile bu alanda sektörün büyük bir pay alabileceğini vurgulayan İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kaya, “Bu sektör, geriye bıraktığımız 40 yıl içinde bu ülkenin her zaman aspirini olmuş. Emeğimizi değerinde satmışız paramızı ülkemize getirmişiz. Cari açığın yüzde 50’sini biz kapatıyoruz. Ve biz hâlâ stratejik sektör değiliz. Türkiye’de hazır giyim endüstrisindeki arkadaşlarımızın çok azı, niteliğine uygun finansman kaynağına ulaşabiliyor” diye konuştu.

Kapasiteler artırılamıyor, siparişlere ve hedeflere yetişilemiyor.

Kapasite büyümeli

Pandemi sonrasında lojistik nedeniyle dünyanın otomatik olarak 3’e bölündüğünü kaydeden Kaya, yeni dönemin Asya Pasifik, Avrupa Bölgesi ve Amerika üçgeninde ilerleyeceğini kaydetti. Bu noktada Amerika’nın her bölge için potansiyel bir pazar olduğunu ve artık Türkiye’nin yüksek fiyatlı ve katma değerli üretime geçebileceğini anlatan Kaya, “Türkiye’nin önüne baktığımız zaman bu arz fazlası bir kapasite artışı olarak Türkiye’ye geliyor zaten. Bu önemli. Türkiye yüzde 20 büyüse kapasitede Türkiye’nin bir satış problemi olmaz” dedi.

Yüzde 23’ü çöpe gidiyor

Dünyada şu anda hazır giyimde arz fazlası olduğunu anlatan Mehmet Kaya, “Inditeks Grubu, H&M ve Uniqlo’nun toplam satın almasının yüzde 23’ü müşteri ile buluşmadan çöpe gidiyor” dedi. Bu durumun yeni dönemde Türkiye’ye siparişlerin kaymasını sağlayacağını aktaran Kaya, Ralph Louren’den sonra Micheal Kors, Atletha gibi markaların Türkiye’ye ilgi gösterdiğini belirterek, kapasite artışının sağlayacağı faydaya dikkat çekti.