Muğla’nın Bodrum ilçesinde 18 parti ve STK ortak açıklama yaparak, “Yoksulluk ve adaletsizliğini büyüttüğü bunalım yaygınlaşıyor. Hakkını arayan …
Muğla’nın Bodrum ilçesinde 18 parti ve STK ortak açıklama yaparak, “Yoksulluk ve adaletsizliğini büyüttüğü bunalım yaygınlaşıyor. Hakkını arayan herkes düzenin hukuk dışı zorbalıkları ile karşı karşıya kalıyor” dedi.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde 18 parti ve STK bugün Bodrum 1 Mayıs bileşenleri adı altında Belediye Meydanı’nda 1 Mayıs Mitingi’ne çağrıda bulundu.
Basın açıklamasından önce ‘Savaşa Değil Eğitime Bütçe, Savaşa Değil Sağlığa Bütçe sloganları’ atan grubun adına daha sonra eğitim Sen temsilcisi öğretmen Yüksel Okyay basın açıklamasını okudu.
“YOKSULLUK VE ADALETSİZLİĞİN YARATTIĞI BUNALIM BÜYÜYOR”
Okyay açıklamasında pandemiyle, her gün yapılan zamların yarattığı pahalılıkla, eriyen ücretlerimizle, işsizlikle, güvencesizlikle yurttaşların bu günü ve geleceği, hakkı, hukuku, umutlarının çiğnendiğini belirterek şu ifadeler kullanıldı;
*Yoksulluk ve adaletsizliğini büyüttüğü bunalım yaygınlaşıyor. 1 Mayıs’a sayılı günler kala ülkenin dört bir yanında işçiler, emekçiler, hakları ve gelecekleri için direnmeye devam ediyor. İşçiler dayatılan sefalet ücretlerine, düşük zamlara, keyfi işten atmalara ve sendikal örgütlenmeye yönelen saldırılara karşı direnişle cevap veriyorlar.
*Ucuz emek, yağmalanan doğa, talan edilen kent haberleriyle dolu; toplumun işini, aşını, geçimini ve sağlığını korumakta her geçen gün daha fazla zorlandığı zor günlerden geçiyoruz. Halk işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, artan borçlarla, salgınla mücadele ederken ülkemizin tüm kaynakları bir avuç ayrıcalıklı zümre ve patronlar için seferber ediliyor.
“ZORBALIKLARLA KARŞI KARŞIYA KALIYOR”
Okyay geçinmeye, haksızlıklara yönelik talepler, feryatlar baskı, şiddet, sansür ve zor ile bastırılmak istendiğini belirterek şunları söyledi;
*Hakkını arayan ve gerçekleri söyleyen herkes, işçiler, emekçiler, kamu emekçileri, mühendisler, mimarlar, hekimler, avukatlar, aydınlar, akademisyenler, gazeteciler, sanatçılar, öğrenciler, Kürtler, Aleviler, LGBTİQ+ bireyler, gençler, çiftçiler, emekliler ve kadınlar düzenin hukuk dışı zorbalıkları ile karşı karşıya kalıyor. Ülkemizde ekonomik, sosyal ve siyasal olarak ne kadar olumsuzluklar yaşanıyorsa, doğa ve ekoloji konusunda da benzer olumsuzluklar yaşanıyor.
*Kıyılarımız, koylarımız, denizlerimiz, ormanlarımız, meralarımız, tarım topraklarımız, zeytinlik alanlarımız, yeraltı yerüstü sularımız, tarihi ve kültürel değerlerimiz , endemik bitkiler , kısacası canlı ve cansız üyeleri ile tüm ekosistemler daha çok kar hırsıyla yok ediliyor. Bu düzen böyle gitmez. Bu halkın mutfaktaki yangına yoksulluğa işsizliğe borçluluğa ve güvencesizliğe mahkûm eden bu akıldışı düzen ülkenin sırtında bir yüktür.
