DOLAR
36,0062
EURO
37,1156
ALTIN
3.386,12
BIST
9.845,85
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Karla Karışık Yağmurlu
5°C
İstanbul
5°C
Karla Karışık Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
8°C
Perşembe Çok Bulutlu
10°C
Cuma Çok Bulutlu
13°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C

12 Bin Yıllık Şehir: Göbeklitepe, Dünyanın En Eski Yerleşimi Mi?

Çatalhöyük kazılarını 25 yıl boyunca yöneten ünlü arkeolog Prof. Ian Hodder, Göbeklitepe’nin insanlık tarihine dair bildiklerimizi kökten değiştirdiğini belirtti.

12 Bin Yıllık Şehir: Göbeklitepe, Dünyanın En Eski Yerleşimi Mi?
04.12.2024 16:06
A+
A-

İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda düzenlenen İngiltere Doğa Tarihi Müzesi’nin (NHM) Yılın Yaban Hayatı Fotoğrafçısı Ödül Sergisi’ne katılan Hodder, değerlendirmelerde bulundu. 

Hodder, Çatalhöyük’te 25 yıl çalıştığını ve projenin sona erdiğini belirterek, “Çatalhöyük’te yaptığımız çalışmaların en önemli yönünün, çok sayıda uzmanın bir araya gelerek, mevcut en yeni bilimsel teknikleri kullanarak sit alanını anlamaya çalışmak için ortak bir şekilde çalışması olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

Arkeolojinin yöntemleri bakımından çok bilimsel ve çok adli hale geldiğini vurgulayan Hodder, “Bu yöntemlerden bazılarını bir araya getirmeyi başardık. Ancak bunun için işbirliğine dayalı bir ekip gerekiyor ve bence bu yüzden insanlar orada yaptığımız çalışmanın önemli olduğunu düşünüyor.” değerlendirmesini yaptı.

Hodder, şunları kaydetti: 

“Çatalhöyük zamanında insanlar vahşi yaşam ve doğayla çok yakın bir ilişki içindeydi. Doğayı günlük yaşamlarına, mitlerine, hikayelerine ve sembollerine entegre etmişlerdi ve doğa çok doğrudan bir şekilde onların dünyasının bir parçasıydı. Yani insanlar doğayı çok iyi anlıyorlardı. Ancak günümüzde doğadan oldukça koptuk ve onu yok ettiğimizin farkına varmadan onu yok ediyoruz. Bence Çatalhöyük’ten öğrenebileceğimiz şey, vahşi doğaya ve doğal dünyaya yeniden bağlanmak.” 

“Göbeklitepe, insan toplumunun kökenlerine ilişkin hikayeyi değiştirdi” 

Hodder, Göbeklitepe’nin keşfinin arkeoloji dünyasında yarattığı yankıya dair, “Göbeklitepe’nin insan toplumunun kökenlerine ilişkin hikayeyi değiştirdiğini düşünüyorum” yanıtını verdi. 

Yerleşik hayatın çiftçilikle, bitkiyle ve hayvanların evcilleştirilmesiyle ilişkili olduğunun düşünüldüğünü aktaran Hodder, “Ancak Göbeklitepe’de gördüğünüz şey, aslında tam olarak tarımsal olmayan, hala birçok yönden avcı ve toplayıcı olan insanlar tarafından üretilen çok karmaşık ritüellere, sembolizme ve sanata sahip çok karmaşık bir topluma sahip olduğunuzdur. Dolayısıyla, arkeologların her zaman sahip olduğu bazı evrimsel beklentileri altüst ediyor ” diye konuştu. 

Hodder, meslek hayatında kazılara devam etmek gibi bir planının olmadığını, Çatalhöyük hakkında yayınlamak ve yazmak istedikleri üzerine yoğunlaşacağını bildirdi. 

Genç arkeologlara ve arkeolog adaylarına tavsiyelerde bulunan Hodder, genç arkeologların, arkeolojinin heyecan duyulması gereken bir şey olduğunun farkına varmalarının önemli olduğunu vurguladı.

Hodder, “Eğer kendinizi bu işe gerçekten bağlı hissediyorsanız ve kazı yapma fikri sizi heyecanlandırıyorsa, o zaman bunu yapmak için mücadele etmelisiniz. Çünkü pek çok insan size bunun harika bir kariyer olmadığını söyleyecektir ama aslında öyledir; harika bir kariyerdir ama gerçekten yapmak istiyorsanız bunun için mücadele etmeniz gerekir” ifadelerini kullandı.

ETİKETLER: , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.